Karşılıklı duyguları tanıma ve empati evlilikte neden önemlidir?
Kendi duygularını, isteklerini tanıma sürecinden geçmiş olan bir kişi, kendi yeterliklerini, içsel arzularını da benzer oranda tanıyan kişidir. Kendini tanıyan bir kişinin, başkasını tanıma yolculuğu da engebesiz geçecektir. Peki nedir bu yolculuktaki engebeler?
Karşılaşmış olduğumuz her olaya karşı, zihnimiz biz farkında olmadan psikolojik bir sürecin içerisine girer. Bu olaylar karşısındaki zihnimizin sürecinin ilk aşaması ‘düşünceler’dir. Kişi eğer aklından geçen düşüncenin içeriğini ilişkisel olarak zarar vermeyecek şekilde düzenleyebilirse, hissedeceği duyguları da bir o kadar düzenli olacaktır. Örneğin siz eşinizle dışarı çıkmak isterken, onun evde kalmak istemesi aklınızdan şu düşünceleri geçirtebilir;
1-Benimle vakit geçirmek istemiyor.
2-Yorucu bir hafta geçirdiği için evde dinlenmek istiyor.
Seçtiğiniz düşünce, otomatik olarak duygularınızı da etkisi altına alacak ve davranışlarınızda bu yönde değişime uğrayacaktır. Hissettiğiniz duyguya yönelik davranışlar sergiliyor olmak, eşinizin de sizin hissettiğiniz duyguları anlamasına ve tanımasına yardımcı olacaktır. Kaygı, korku, üzüntü, mutsuzluk, umutsuzluk, öfke gibi negatif çağrışım yapan bu duyguların hepsine benzer şekilde tepki verirseniz, eşinizin sizin duygularınızı anlaması mümkün olmayacak ve çatışmalar çözümsüzlüğe doğru uzanacaktır. Her duygunun tepkisi birbirinden farklı olmalı, düzenlemiş olduğunuz duyguların tepkisi sizin anlaşılmanızı kolaylaştıracaktır.
Empati ise bu duyguların karşı tarafa ne denli geçtiğiyle direkt bağlantılıdır. Siz kendi duygularınızın davranışlarını çeşitlendirebilirseniz, eşinizin de sizin duygularınızı anlayıp, o yönde iletişimi sürdürmesi empati becerisiyle sağlanacaktır. Empatik davranış sergilemeyi bilmeyen kişilerin, eşinin arzularını göz ardı ediyor olması da muhtemeldir.
0-6 yaş döneminde gelişmeye başlayan empati becerisi, ebeveynlerimizin desteğiyle kazanılmaktadır. Birbirilerine destek olan, saygıyla fikirlerin dinlendiği, tartışmaların kavgaya dönmeden bittiği bir ailede yetişiyor olmak, gelecekte kuracağınız aile için de referans oluşturmaktadır. Sonradan da kazanımı mümkün olan empati becerisi evliliğin anahtar noktalarındadır.
Empatik tepkiler verdiğimizde; ifade etmek istediklerimizi sözlü olarak doğru biçimde aktarmış, sözsüz beden dilimizin ve yüz ifadelerimizin sözlü ifademizle uygunluk arz etmiş, her ikisini aynı anda içtenlikle kullanmaya yardımcı olmuş oluruz. Örneğin bir gün eşinize sıcak bir gülümsemeyle, koluna dokunarak “son günlerde çok sıkılmış görünüyorsun” dediğimizde, hissettiğimiz empatiyi karşı tarafa geçirmiş olacak, alacağımız tepki de yine empatik olmasına yardımcı olacaktır. Evlilikte ilk göze çarpan problemler genellikle yüzeysel olarak adlandırılabilecek günlük konulardır. Çiftlerin evliliklerindeki altta yatan gerçek sorunları bulmaları için daha derine inmeleri gerekir. Bu derinlemesine sorun çözme de empatik tepkilerle mümkün olacaktır. Siz kendi hislerinizi açtıkça, eşiniz de hislerin açılması gereken bir durum olduğunu daha net anlayacaktır.
Uzman Psikolog Serkan ELÇİ