Skip to main content

Yaşlılık özellikle emeklilik dönemi psikolojisini genel hatlarıyla anlatır mısınız?

Erikson’nun psikososyal gelişim sürecine baktığımızda, orta yaş döneminin en verimli olunan dönem olduğu, üretkenliğin tavana vurduğu, mesleki ve sosyal anlamda pozitif bir temponun içinde bulunduğu dönem olarak görülmektedir. Hemen ardından gelen dönem olan “Bütünleşmeye Karşı Umutsuzluk” dönemi, geçmişte verimli ve üretken geçen yaşamda almış olduğumuz doyuma göre şekillenmektedir. Bu dönem içerisinde ne kadar fazla sosyalleşmişsek, yapıcı ilişkiler kurabildiysek emeklilik döneminde de bu üretkenliğin devamı sağlanabilmektedir. Emekliliğe ayrılma ve zaman içerisinde beraberinde gelen sağlıkla ilgili bir takım problemler kişiye ölüme yaklaştığı hissini verebilir. Bu dönemde geçmiş hayat sorgulanarak, buhranlı geçen süreçleri nasıl atlattıklarını düşünerek, bu sürecin de kendine has bunalımını bu şekilde atlatabildikleri görülmektedir.

Emeklilik ve yaşlılık dönemindeki bir diğer sorun toplumla uyum kurma anlamındaki zorluklardır. Gelişen teknoloji ve jenerasyon arasındaki farklılıklar kendi gençlik dönemindeki süreçle farklılıklara karşı kolay adaptasyon kurmakta engel olmaktadır.

Toplumumuzda ise emeklilik çağındaki kişilerin kırsal kesimde bulunanların yaşam süresinin daha uzun olduğunu görüyorsak o bölgedeki kişilerin ‘komşuluk ilişkilerinin’ daha sıklığı, toprakla vakit geçiriyor olmanın faydaları ve fiziksel şartların elverişliliğinden söz edebiliriz.
Büyükşehirlerde yaşayan emeklilerde ise daha çok apartmanlar içine sıkışmış, evde çocuklar ve torunlarının ziyaretini bekleyen, geçmiş verimli çağın oldukça uzağında olan bir süreçle karşı karşıya kalıyoruz. Bu dönem içerisinde eşin kaybı da gerçekleşmiş ise daha çökkün, umutsuzluk, çaresizlik ve yalnızlık duygularının artması muhtemeller arasındadır. Tabi ki kişinin kaynakları ne kadar zengin ise, dünyayı algılayışı ve psikolojik iyi oluşu sağlayabilirse aslında emeklilik döneminin keyifli yanlarını keşfedebilir.

Bu dönemde oluşan psikolojik sorunlardan, korkulardan kurtulma yollarını madde madde anlatır mısınız?

– Gençlik yıllarındaki boş zaman aktivitelerini fiziksel durumu elverdiği müddetçe tekrarlıyor olması
– Günlük rutinlerin sağlanabiliyor olması (sık ev değişikliği yapılmaması, yemek ve uyku saatlerinin düzen içerisinde olması)
– Günlük fiziksel aktivitelerin arttırımı (yürüyüş, ev işlerini mümkün olduğunca kendisinin yapıyor olması)
– Haberleri bilmeli fakat detaylardan kaçınılmalı
– Bulmaca, sudoku, yapboz gibi zihinsel aktiviteleri canlandıracak uğraşlar edinilmeli
– Akranlarıyla vakit geçirebileceği sosyal ortamın sağlanıyor olması
– Sosyal medya kullanımının sağlanması (yalnızlığı arttırıcıdır yapıcı kullanımlar)
– Ekonomik ve fiziksel şartlar elverdikçe küçük seyahatlerin yapılıyor olması (birkaç günlük memleket ve akraba ziyaretleri gibi)

Huzurlu bir emeklilik dönemi geçirmeleri için önerileriniz neler olur?

Tüik verilerin göre yaşlı nüfusunun son 5 yılda %16 oranında arttığı görülmektedir. Son dönem teknolojinin gelişmesiyle yaşlı nüfusunun sosyal medya kullanımları da araştırma konularına girmiş, son 5 yılda yaşlılarda %340 oranında artış olduğu gözlenmiştir. Bu da son yıllardaki yaşlı nüfusunun artmasıyla, bu yaş grubunun sosyal medya kullanımına pozitif korelasyonda destek sağlayıp sağlamadığını sorgulatacak niteliktedir. Sosyal medya kullanımı var olan gerçek yalnızlığı azaltmakta, çevredeki kişilerden haberdar olarak sosyal desteği arttırmaktadır.

Fiziksel durum elverdikçe torunların bakımını sağlıyor olmak da ruhsal olarak destek sağlayacaktır. Çünkü yaşlılardaki en büyük sorun verimliliğin ve fayda sağlamalarının azaldığını düşünmeleridir. Torun bakıyor olmak hala faydalı olabildiği ve çocuklarının yaşamını hala kolaylaştırıyor olmanın tatminini sağlayacaktır.

Mümkün olduğunca toprakla vakit geçirmek, çiçek ekmek, sebze meyve yetiştiriyor olmak, günlük olarak hem hareketi arttıracak hem de boş zaman değerlendirmesi açısından verimlilik hissini arttıracaktır.

Uzman Psikolog Serkan ELÇİ

Bir Yanıt bırakın