Çocukla baba arasında olumlu bir ilişkinin olması çocuğun gelişimini nasıl etkiler?
Bebeğin dünyada bir başkasının da olduğunu fark ettiği ilk kişi babadır. Çoğunlukla bu anne olarak bilinir fakat bebek kendisi ile annesini bir ‘bütün’ olarak görür. Dolayısıyla babanın aktif varlığı dış dünyaya karşı ilk tanışmayı, haliyle dünyanın güvenilecek bir yer olduğunu ona gösterir. Diğer insanların varlığı, babadan almış olduğu sevgi, olumlu iletişim ve koşulsuz kabulle paraleldir.
Aile içinde tek iletişimi anne ile olan çocuk, paylaşmayı da öğrenmekte güçlük çeker. Kendisini anneden ayrı bir birey olarak görmeye başladığında, ilk paylaşım baba ile birlikte anneyi paylaşmaktır. Kardeş olduğu zaman paylaşım öğrenilirden ziyade olumlu aile ilişkilerinin kurulduğu, sevgi haritalarının oluşturduğu bir aile de pek tabi paylaşımı öğretecektir.
Freud’a göre cinsel kimliğin gelişimi 6 yaşa kadar tamamlanmaktadır. Bu yaşlar içerisinde erkek çocuk babayı anneyi elde etmek için rakip olarak gördüğünü ifade eder. Fakat babaya olan sevgisi ve onu daha güçlü bir figür olduğunu düşünmesiyle birlikte ‘özdeşim’ kurma başlar ve rekabet yerini hakikatle doldurur. Yine aynı kuram, anneden güveni, babadan güç ve kontrolü öğrendiğini iddia eder. Bu kontrolün sağlayacağı ilk figürün yani babanın, tutarsız davranışları, gelecekte kuracağı ilişkilerini de zedeleyecektir.
Çocuğun özgüven sahibi ve mutlu olmasında baba faktörü nedir?
Her çocuğun gözünde baba güçlü, her işin üstesinden gelen, dünyanın en zeki insanıdır. Babayı bu kadar kutsallaştırmış biri, ondan takdir gördüğü zaman girmiş olduğu her işinde ‘üstesinden gelebileceği’ mesajını alır. Bu da çocuğun kendine olan güvenini artıracak, hem sosyal hem de akademik yaşantısında faydalarını görecektir.
Özgüven ve mutluluk kavramları aslında birbirine paralellerdir. Özgüveni düşük olan birinin mutlu olması pek mümkün değildir. İnsanı nelerin mutlu ettiğini bir düşünelim; mesleki veya akademik başarılar, olumlu sosyal, duygusal ilişkiler en temelleridir. Haliyle özgüven sahibi olan kişi, mutluluğunda anahtarını edinmiştir.
Çocukların anneleri kadar babalarını da örnek aldığını söyleyecek olursak babalara düşen görevler nelerdir?
İlk model alınan kişiler anne ve babadır. Çocuk onları taklit eder ve onlar gibi olmaya gayret ederler. Evde sorunlar karşısında şiddete uğrayan bir anne varsa veya iletişimin daha kopuk, ev içerisinde vakit geçirmekten kaçınan bir baba varsa; erkek çocukta sorun çözme yönteminin bu şekilde olduğunu öğrenir ve kendi kurmuş olduğu ailesinde de benzer şekilde davranışlar sergileyebilir. Kız çocuğu için ise, erkeklerin güvenilmez, zarar verici bir cinsiyet olarak algılanabilir, adil dünyaya karşı olan temel güvenini yitirmesine neden olabilir. Babadan göremediği sevgi ve şefkati görmek için, kendinden yaşça büyük kişilerle duygusal ilişki kurarak sağlamaya yönelebilir.
Koruyan, kollayan, gücünü şiddet ile gösteren değil de, sevgi ile perçinleyen bir babanın evlatları da kendi kuracakları yuvada da benzerlerini gösterecektir. Bu da aslında dünyanın daha yaşanılabilir olmasının biz ebeveynlerin rolünün büyüklüğünü göstermektedir.
Diğer yandan baba ile kurulan sağlıklı ilişki, sağlıklı bir ruh halinin de getirisi olacaktır. Sadece çocukluk dönemi değil, yetişkinlikte de iletişimin kuvvetli olması birçok sorunun üstesinden gelmeye yardımcı olmaktadır. Her zaman desteğini, varlığını hissettiren, koşulsuz sizi kabul edecek birinin olduğunu bilmek, olumsuzluklar içerisinde de babadan duyulacak olan ‘yanındayım’ kelimesinin ne kadar büyük anlam taşıdığını unutmamak gerek.
Uzman Psikolog Serkan ELÇİ